yumyum 4

Kırık parmaklarımın acısıyla sadece efendimin arkasından bakabildim. bu yara efendim Şebnemin bana verdiği ilk yara değildi ve sonda olmayacaktı. ondan aldığım her darbe benim ona olan kölelik bağımı biraz daha güçlendiriyordu. Parmaklarımı bir hastanede alçıya aldırdıktan sonra eve gittim. biraz oturup rahatlamak içimden gelmiyordu çünkü efendim bu akşam geleceğini söylemişti. bunu bile, bile oturup onu bekleyemezdim hazırlık yapmalıydım diye düşündüm. hemen dışarı fırladım efendimin hoşuna gidebilecek ne varsa yiyecek ve içecek toparlayıp eve geldim. ve o gelmeden hazırlıklara başladım. gelene kadar her tarafı pırıl, pırıl yaptım. onu böylesine koltukta oturarak ta bekleyemezdim. bir köle olmak istiyorsam bir köle gibi davranmalıydım, hemen dış kapının önüne dizlerimin üstüne çöktüm. o kapıyı çalınca açıp ayaklarına kapanacaktım. belkide sırtıma bindirip bir hayvan gibi salona kadar taşıyacaktım. yeterki gelsin onun için yapamayacağım hiç bir şey yoktu. Kapının önünde baya zaman geçirmiştim. artık umudumu kaybediyordum ki cep telefonum çaldı, telefonuma baktığımda arayanın o olduğunu görünce adeta bütün dünya benim olmuştu. hem açtım ve o daha seslenmeden ben “buyurun efendim emrinizdeyim” dedim benim söylediklerimi ya duymadı yada aldırış etmemiş olacakki “hemen sitenin otoparkına gel, arabamda bekliyorum” deyip kapattı. alel acele toparlanıp ota parka indim. Efendimin kırmızı spor arabasını görebiliyordum hemen yanına gittim kapısını açıp saygıyla önünde eğildim. efendim arabadan indi ve bana seslenerek bagajdaki eşyaları almamı emretti ve kendisi asansöre doğru yürümeye başladı. bagajı açtım içinde iki büyük valiz vardı ikisini de aldım. valizler oldukça ağırdı. bende asansöre doğru yürümeye başladım asansöre yaklaştığımda asansörde yeni gelmişti. efendim bana döndü. – Ne o sende benimle aynı asansöre binmeyimi düşünüyorsun yoksa. Deyip yüzüme müthiş bir tokat patlattı. tokatın etkisiyle sersemleyim elimdeki valizlerin birini düşürmüştüm. işe o an efendimin beceriksizliğimin karşısında sabrı tükenmişti. sakin bir sesle “al o valizi yerden” dedi hemen eğilip aldım, ama bu kadarla kurtulacağımı sanmakla nekadar hata ettiğimi geç anlamıştım. Sol eliyle saçlarımdan tuttu ve sağ, sola çekerek başımı sallıyordu. – Sana benim eşyalarıma karşı nasıl saygıyla davranman gerektiğini öreteceğim. ve bir kez daha valizlerimi düşürürsen. seni orospu olarak kullanıma çıkarırım, böylelikle sikildikçe beni hatırlarsın. şimdi valizleri koltuklarının altına al. Hemen dediğini yaptım her iki valizide koltuklarımın altına aldım ve düşmemeleri için elimden geleni yapıyordum. efendimin eli hala saçlarımdaydı. valizlerin yerini bulduğunu görünce saçlarımdan daha sert asılmaya başladı ve sağ yumruğuyla yüzüme sert bir yumruk attı arkasından bir daha geldi bir eliyle saçlarımı iyice kavramış başımı istediği pozisyona getiriyor ve diğer eliyle de kısa mesafeden yüzüme yumruklar indiriyordu. ama düşmemem lazımdı yoksa daha fazlasının geleceği kesindi. yüzümü iyice kan çanağına çevirince sacımı bıraktı ve asansöre yöneldi bende merdivenlerden koşar adımlarla çıkıyordum. dairenin kapısına geldiğimde aşağıya inerken dairenin kapısını aralık bıraktığıma çok sevinmiştim yoksa onu beklettim diye yine dayak yiyebilirdim. salona efendimin yanına gittim. koltukta oturmuş televizyonun kumandasıyla oynuyordu diğer elide vajinasının üzerindeydi. Giydiği daracık ve yırtık kot pantolonu vücut hatlarını tamamen meydana çıkarıyordu. dizlerine kadar uzun siyah yüksek tabanlı botları vardı ayağında, üstünde kolları kesik kot bir yelek, yeleğin düğmeleri açıktı ve içindeki transparan ve vücudunu saran transparan bluzdan anlaşıldığı gibi içinde südyeni yoktu. bana dönüp ” valizleri şuraya bırak ve temizlenip yanıma gel dedi” dediklerini hemen yaptım yanına gittim ve her zamanki gibi ayaklarının önünde diz çöktüm. valizin birini açmamı söyledi ve içinden minicik pembe renkli ve pırpırlı bir etek cıkrdım bunun yanında kırmızı bir jartiyer ve yine kırmızı file bayan çorapları. elimdekilere bir anlam verememiştim. – Bunlar senin için bundan sonra benim yanımda sadece bunları giyerek dolaşacaksın. Hemen gidip dediğini yaptım verdiği giysileri giydim adeta bir fahişe olmuştum. salona geri döndüğümde valizlerin tamamını bana boşalttırdı neler yoktuki. Değişik kalınlık ve uzunluklarda kamcı ve kırbaçlar yine değişik ölçülerde belden bağlamalı veya normal vibratörler, farklı şekillerde tasarlanmış zincir, kelepçe ve tasmalar bütün bu aletleri çıkartıp odanın her yerine itina ile koydurdu her parçayı teker, teker. daha sonra elinde bir dosya kağıdı vardı. – İşte burada bundan sonra bana olan sadakatini garantileyecek kurallar var, sende bunlara harfiyen uyup yerine getireceksin ve altına imzanı atacaksın. Şimdi bunları teker teker senin kafana unutmayacağın şekilde sokalım. Yerinden kalkıp boynuma bir tasma geçirdi beni ellerim ve karnım koltuğa gelecek şekilde domalmış bir şekile getirdi ben böyle durup olacakları beklerken efendim daracık kotunun üzerinden siyah iri vibratörünü bağladı ve kendisini güzel bir binici kamcısı seçti. kuralların yazılı olduğu kağıtıda görebileceğim şekilde koltuğa koydu. kamçıyı çıplak sırtımda birkaç kere denedikten sonra beğenmeyip eline bir kırbaç aldı biraz geri çekilerek kırbacı vucumdumda şaklatmaya başladı onun her vuruşunda belindeki vibratörde yukarı aşağı doğru sallanıyordu adeta beni vibratörü kırbaçlıyordu. benim açıdan bağırmam onu hiç rahatsız etmemeliki feryatlarıma hiç aldırış etmeden devam ediyordu. nihayet altıncı denemesinden sonra kamçıda kakar kılmıştı. Eğilip arkama geçti vibratörü yavaş yavaş sokmaya başladı acıdan sıktığım diş etlerim artık kanıyordu efendim ise gayet sakin bir şekilde bir yerden pompalıyor bir yerden de tasmamdan asılıp kamçılıyordu bu ona çok zevk vermiş olcakki -Hadi orospum seni nasıl sikiyorum, iyi bir kısrak olursan seni her gün sikerim, seni sike sike çoğaltacağım, sikimin orospusu yapacağım seni diyerek iyice pompalıyordu. -Biraz sakinleştikten sonra önüme koyduğu kağıttaki maddeleri okumamı istedi zira bunlar beni için hazırlanmış kölelik maddeleri idi. ben okumaya başladığımda efendim şebnem pompalamayı hafifletiyor ve her cümle bitişinde sonuna kadar vibratörü sokup anladımmı diye soruyordu. ve ben acıdan fırsat bulup anladım efendim diyene kadarda vibratörü çekmiyordu…. Kölelik maddelerinin açılımı devamında devam edecek

Bir cevap yazın